Ünlü oyuncuyu tanıdınız mı? Bir odası olsun diye inşaat mühendisi olmak istemiş

1955 yılında İstanbul’da doğan Altan Erkekli’nin çocukluğu Koşuyolu’nda geçti. Babası Burhanettin Erkekli subay, annesi Kamuran Erkekli ise çok nüktedan biriydi. Bıyık takar, erkek kıyafeti giyer, sesini değiştirip mahalledeki yaşlıları korkuturdu. Bazen Yahudi, bazen Ermeni, bazen de Rum taklidi yapardı. Altan Erkekli de yeteneğini elbet annesinden almıştı.

Altan Erkekli bir röportajında annesiyle ilgili bir anısını şöyle anlatmıştı:

“İlkokul 1’den beri yatılı okuyorum. Balığı çok seviyorum. Cumartesileri istavrit alınıyor. Konutlar yakın olduğu için komşulara da koku hakkı gidiyor. Anneme, ‘Komşulara niçin veriyoruz, bize kalmıyor’ dedim. O gün iki kilo balık alınmıştı, annem bir kilosunu önüme koydu, ‘Yiyeceksin’ dedi. 9-10 yaşındayım, ‘Nasıl yiyeyim bu kadar balığı anne’ dedim. Yanıtı ‘Yiyeceksin ya da paylaşmayı öğreneceksin’ oldu… O gün 1 kilo balığı bana yedirdi…”

HEP YATILI OKUDU

Ailesiyle pek birlikte olamayan Altan Erkekli daima yatılı okudu. Diyarbakır Maarif Koleji’ne onu bırakıp giden babasının bacaklarına “Gitme” diye yapışmasını hiç unutamadı. 11 yaşında Diyarbakır’da tek başına kaldı. 2 gün 39-40 ateşle yattı.

Altan Erkekli bir röportajında da “Ne vakit güç bir sahne olsa babamın o gidişini hatırlarım…” demişti.

Sonraki yıllarda da aile İstanbul’da, Altan Erkekli de hayatının uzunca kısmını Ankara’da geçirdi. Birinci gittiğinde “İki saat kalmam burada” dediği Ankara’da 25 yıl kaldı.

İnşaat mühendisi olmak istiyen Erkekli, nedenini de bir röportajında şöyle anlatmıştı:

“Koşuyolu’ndaki konutumuz 2 katlı lakin iki başka daire. Altta müstakil bir daire, üstte bizim 58 m2 meskenimiz. Birtakım konutların salonu 58 m2. İlkokul 1’den beri yatılı okuyorum. Kimi öğrenciler odamda bu var şu var diyordu. Bana sobanın yanında yere yatak yapılıyor. Odam yok. O vakitler zannediyorum ki, inşaat mühendisleri meskenleri yapıyor, insanlara dağıtıyor. Ben de inşaat mühendisi olacağım diyordum, bütün çocuklar kendi odalarında büyüsün istiyordum…”

SAHNE HAYATI BU TÜRLÜ BAŞLADI

Ankara Lisan Tarih Tiyatro Kısmını kazanan Altan Erkekli 1. sınıftayken okul tiyatrosu bir oyun sahneledi. Oyunu Mehmet Birkiye yönetti. Mehmet Birkiye’nin arkadaşı Ferhan Şensoy “Sen de papazı oyna” dedi Altan Erkekli’ye. Böylelikle Altan Erkekli’nin sahne hayatı başladı. Ve akabinde Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) periyodu başladıAltan Erkekli için…

Rutkay Aziz bir oyundan sonra Altan Erkekli’nin yanına gidip “Bizimle Ankara Sanat Tiyatrosu gemisine binmek ister misin?” dedi. Şaşıran Erkekli de, “Benim denizle bir ilgim yok” dedi. Zira Ankara’ya gelmeden evvel bir boğulma tehlikesi geçirdiğini söyledi.

Bunun üzerine Gökhan Akçura da “Seni tiyatroya çağrıyor” dedi ve Altan Erkekli iki günde hazırlandığı rolü muvaffakiyetle oynadı.

Altan Erkekli tiyatro serüvenini şöyle özetlemişti: “Rutkay Aziz benim hayatımı değiştiren, bana çok şey öğreten, dünyayı tanıtan insan. Öz abim üzere hakkı olan insan. Beşiktaş Kültür Merkezi ve onun çok pahalı işçileri Yılmaz Erdoğan ve Demet Akbağ da benim hayatımdaki makastır…”

56 YAŞINDA BABA OLDU

Altan Erkekli Ebru Hanım ile büyük aşkını ise bir röportajında şöyle anlatmıştı:

“Ebru benim ikinci eşim. Ortamızda 14 yaş fark var. Ebru, Bilkent Tiyatro Kısmı mezunudur, öğrenciyken AST’a gelirdi. Fuayede öğrencilerle bir ortada bulunmak bir AST geleneğiydi. Ben Ebru’nun ‘Altan abi’siydim. Ebru mezun olduğu yıl AST’ta Jeanne D2Arc isimli oyunda başrol oynadı. AST’ın yüksek maliyetli yapımlarını çıkarabilmesi için bir oyunun da turnede olması lazımdı. Biz de Altan’la (Gördüm) Nazım Hikmet’in Yolcu isimli oyunu ile 25 gün turnede dolaştık. Döndüğümde baktım Ebru benim o güne kadar tanıdığım Ebru değil. Jeanne D’Arc saçı bir değişik olmuş, beni fuayede görünce koştu; ‘Altan abicim’ diye sarıldı. Ben de ona sarıldım fakat bu sefer farklı sarıldım. Bu türlü hissedince dedim ki; ‘Eyvah! Bende bir şeyler değişti galiba…’ Bunu bir an evvel lisana getirmeliyim diye düşündüm; ‘Ebru sana konutta tiyatro broşürleri göstereyim, gelmek ister misin?’ dedim. ‘Olur’ dedi. Konutta tavuk suyu çorba yapmıştım, ‘Yanına bir şey alayım’ dedim, minibüsten indik. Bir karpuz aldım Ebru’nun eline verdim, bir şeyler daha almak için markete gittim. Ebru da ‘Ya Altan abi bu karpuzu benim elime niçin verdi? Ne tuhaf davranıyor, karpuzu bırakıp gitsem mi?’ diye düşünmüş. Meskende tiyatro broşürlerine bakarken Ebru, ‘Ne hoş bir hayatınız var Altan abi, ne hoşluklarla yaşamışsınız…’ dedi. Ben de birden, ‘Bundan sonra benimle birlikte bu hayata devam etmek ister misin?’ dedim. Sarıldı bana…”

Ve memnunlukları devam etti. Altan Erkekli en son 56 yaşında baba oldu. Birinci eşinden bir oğlu olan Altan Erkekli’nin Ebru Hanım’la evliliğinden de 2 çocuğu var.