Prof. Irene Tracey’nin Kızıl Saçlı Kadınlar Üzerine Çarpıcı Araştırmaları

Ağrının Kraliçesi: Prof. Irene Tracey’nin Kızıl Saçlı Kadınlarla İlgili Çarpıcı Bulguları

Oxford Üniversitesi Rektörü ve “Ağrının Kraliçesi” olarak bilinen Prof. Irene Tracey, kızıl saçlı kadınların sıcak veya soğuk kaynaklı ağrılara karşı daha az tolerans gösterdiğini, ancak elektrik şoklarından kaynaklanan ağrılara karşı daha az duyarlı olduklarını açıkladı. Bu araştırmalar, ağrının bireyler arasındaki genetik ve kişisel farklılıklardan nasıl etkilendiğini ortaya koymakta önemli bir rol oynamaktadır.

Tracey, ağrının son derece öznel bir deneyim olduğunu ve bu alandaki araştırmaların zorluklarını dile getirerek, ağrı eşiği farklılıklarının özellikle kızıl saçlı kadınlarda saç genindeki mutasyonlarla ilişkili olduğunu vurguladı. Anestezioloji dergisi‘nde yayımlanan bir rapor, bu genetik farklılıkların, duyusal bir reseptörü kısmen kapatan bir mutasyondan kaynaklandığını belirtmektedir.

• Ağrı toleransı ve hassasiyeti arasındaki denge, ağrının türüne bağlı olarak değişiklik gösteriyor.
• Dünya nüfusunun yalnızca %2’sini oluşturan kızıl saçlılar, nadir özellikleri nedeniyle bilimsel araştırmalarda özel bir ilgi görmekte.

Kızıl saçlı kadınların ilginç genetik özelliklerinin yanı sıra, cinsel yaşamları da araştırmacıların dikkatini çekmektedir. Daily Mail‘de yer alan bir habere göre; Hamburg Üniversitesi’nden Dr. Werner Habermehl tarafından gerçekleştirilen bir çalışma, kızıl saçlı kadınların diğer saç renklerine sahip kadınlara kıyasla daha yüksek bir orgazm oranına (%41) sahip olduğunu ortaya koymuştur. Habermehl, “Kızıl saçlı kadınların cinsel yaşamları daha aktif, daha fazla partnerleri var ve daha sık cinsel ilişkiye giriyorlar” diyerek bu grubun cinsel itibarını destekleyen bulgular sunmuştur.

2022 yılında Çekya’da yapılan bir başka araştırma, kızıl saçlı kadınların daha yüksek cinsel istek, daha fazla cinsel aktivite ve daha fazla partner sayısıyla dikkat çektiğini ortaya koymuştur. Ancak araştırmacılar, bu sonuçların yalnızca genetikle açıklanamayacağını, aynı zamanda sosyal stereotiplerin – kızıl kadınların daha cinsel olarak açık bir imajla algılanmaları – bu konuda etkili olabileceğini belirtmektedir.