Ankara’da Tarihi Eser Kaçakçılığı Operasyonu: 1500 Yıllık Heykel Ele Geçirildi
Ankara’da gerçekleştirilen tarihi eser kaçakçılığı operasyonunda, 1500 yıllık değerli bir heykel ele geçirildi. Bu önemli olay, kültürel mirasın korunması ve kaçakçılıkla mücadelede atılan adımlar açısından büyük bir önem taşımaktadır.

Ankara’da Tarihi Eser Kaçakçılığı Operasyonu
Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde 22 Kasım tarihinde gerçekleştirilen bir polis kontrol noktasında, içinde üç kişinin bulunduğu bir araç durduruldu ve arama yapıldı. Bu arama sonucunda, 6. yüzyıldan kalma bir rahip heykeli ele geçirildi. 70 santimetre boyundaki bu 1500 yıllık heykelin, 7 yıl önce Isparta’nın Yalvaç ilinde Yalvaç Müze Müdürlüğü’nün bahçesinden çalındığı belirlendi. Tarihi esere el konulurken, araçta bulunan Mustafa Küçük, Hasan Kafaoğlu ve Mustafa Kara isimli şüpheliler gözaltına alındı. Yapılan incelemelerin ardından, bu şüpheliler ‘2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na aykırılık’ suçlamasıyla tutuklandı.
Tarihi heykelin geçmişi, 31 Aralık 2010 tarihinde Nevşehir’den Yalvaç’a tarihi eser satmaya geldiği belirlenen dört kişinin Eğirler köyü yakınlarında durdurulmasıyla başlıyor. Bu olay, heykelin çalındığına dair önemli bir ipucu sağladı.
Şüphelilerin İfadeleri
Şüpheliler, nöbetçi mahkemedeki ifadelerinde tarihi eser kaçakçılığı suçlamalarını reddettiler. Şüphelilerden biri olan Mustafa Küçük, geçimini gübre ve asit işi yaparak sağladığını belirtti. Küçük, “Aynı sektörde çalıştığım Nuh isimli arkadaşım, oğluma düğün hediyesi olabileceğini düşünerek heykeli almamı istedi. Karşılığında herhangi bir ücret talep etmedi, sadece heykeli satabilirsem satmamı, satamazsam müzeye teslim etmemi söyledi. Teklifini kabul ettim. İnternette araştırdığımda, bana verdiği heykelin 1500 yıllık bir papaz heykeli olduğunu ve çalındığını öğrendim. Define işiyle uğraşan birkaç arkadaşıma satıp satamayacağımı sordum; fakat satamayacağımı söylediler. Sonuç olarak, Ankara Müzesi’ne teslim etmeye karar verdim. Zaten Ankara’ya geldiğimizde de yakalandık. Kontrol sırasında heykelin üzeri kapalı ya da gizli değildi; atılı suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.
Diğer bir şüpheli olan Hasan Kafaoğlu, nakliyecilik yaptığını ifade ederek, “21 Kasım’da Mustafa Küçük isimli arkadaşım beni arayarak, Ankara’da ismini söylemediği bir müzeye malzeme taşımam karşılığında bana 5 bin TL ücret teklif etti. Ben de kabul ettim. Taşınacak malzemenin ne olduğunu sormadım, tarihi eser olduğunu bilmiyordum, sonradan öğrendim. Eğer bilseydim, bu işi yapmazdım, pişmanım” diye konuştu.
Şüpheli Mustafa Kara da nakliyecilik işiyle uğraştığını, Hasan Kafaoğlu ile uzun yıllardır tanıştığını belirtti. Kara, “Olay tarihinde Hasan beni arayarak yanına çağırdı. Gittiğimde yanında daha önce tanımadığım Mustafa Küçük de vardı. Bana tarihi eser olan bir taşı müzeye birlikte taşımayı teklif ettiler. Karşılığında Ankara Müze Müdürlüğü ne kadar para verirse kabul edeceğimi söyledim. Bunun dışında herhangi bir para talep etmedim. Tarihi eserin gerekli izinlerinin olup olmadığını sordum; ancak Konya’da bir arkadaşından geldiğini, Ankara’da bir müzeye teslim etmek istediklerini belirttiler. Eğer tarihi eser satacak olsaydık, kesinlikle Ankara’ya gelmezdik. Bizim niyetimiz tarihi eseri müze müdürlüğüne teslim etmekti” şeklinde konuştu.