Dolar 38,1008
Euro 43,4851
Altın 4.076,20
BİST 9.317,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
22°C
Parçalı Bulutlu
Pts 20°C
Sal 17°C
Çar 16°C
Per 18°C

İlhanlı Devleti’nin Yazlık Sarayı Keşfi

İlhanlı Devleti’nin yazlık sarayı, tarihi ve mimari zenginlikleriyle keşfedilmeyi bekliyor. Bu makalede, sarayın gizemleri, tarihi önemi ve günümüze yansıyan etkileri hakkında bilgi edinin.

İlhanlı Devleti’nin Yazlık Sarayı Keşfi
29 Ocak 2025 17:24
168
A+
A-

İlhanlı Devleti’nin Gizemli Yazlık Sarayı Keşfedildi

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Moğolistan Devlet Üniversitesi bünyesindeki Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü’nde görevli akademisyenler, İlhanlı Devleti Hükümdarı Hülagü Han’ın 1260-1265 yılları arasında Çaldıran’da inşa ettiği yazlık sarayla ilgili yüzey araştırmalarını başarıyla tamamladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izniyle, Türk ve Moğol akademisyenlerden oluşan 30 kişilik uzman ekip, 2020 yılından bu yana yürüttükleri çalışmalarda Çaldıran Ovası’ndaki Hanköy Mahallesi’nde saray ve şehir kalıntılarına ulaştı.

Elde edilen buluntular arasında, örnekleri yalnızca Moğolistan’da görülen figürlü çatı kiremitleri, çeşitli seramik kalıntıları ve sıkıştırılmış topraktan yapılmış duvar kalıntıları yer alıyor. Bu bulgular, İlhanlı Devleti Hükümdarı Hülagü Han tarafından inşa ettirilen yazlık saray ve ona bağlı şehir kalıntılarını tespit etmemizi sağladı. Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh Ukhnaa’nın 18 Ocak’ta gerçekleştirdiği Van ziyareti sırasında incelediği bu tarihi buluntular, hem bölgede hem de Moğolistan’da büyük bir heyecan yarattı. Türk ve Moğol arkeologlar, bölgede yeni buluntular elde etmek amacıyla önümüzdeki haziran ayında arkeolojik kazılara başlayacak.

“Anadolu’nun İlk ve Tek Örneği”

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, bu keşfin hem bölge hem de ülke açısından son derece önemli olduğunu vurguladı. Çalışmaları Moğol ekip ile birlikte yürüttüklerini belirten Doğan, şunları söyledi:

  • “Kaynaklarda, İlhanlı Devleti Hükümdarı Hülagü Han’ın Aladağ Bölgesi’nde bir yazlık saray inşa ettirdiği bilgisi yer alıyordu. 2020 yılında literatür araştırmalarıyla başlayan çalışmalarımız, 2021 yılında olgunlaştı ve 2022 yılında coğrafyada yüzey araştırmalarına başladık.”
  • “Müzede yalnızca Orta Asya’da görebileceğimiz çatı kiremitlerinin uç kısımlarına rastladık. Bu durum, bizi oldukça heyecanlandırdı çünkü bu coğrafyada böyle bir buluntunun olması mümkün değildi.”
  • “Özellikle Moğolların kullandığı bir insan figürü dikkatimizi çekti. Heyecanla bu eserin müzeye nereden getirildiğini öğrenmeye çalıştık ve Hanköy Mahallesi civarından geldiğini öğrendiğimizde çalışmalarımızı o bölgede yoğunlaştırdık.”
  • “Kısa sürede Hülagü Han tarafından yaptırılan yazlık sarayın kalıntılarına ulaştık. Bu, gerçekten heyecan verici bir gelişmeydi.”

Bölgede uzun soluklu arkeolojik kazı çalışmalarına başlayacaklarını belirten Doğan, İlhanlı Devletine ait çok sayıda kalıntı ve buluntuya ulaştıklarını ifade etti. 2023 yılında sondajlı çalışmalar gerçekleştirdiklerini, her adımın heyecan verici sonuçlar verdiğini dile getiren Doğan, şu bilgileri paylaştı:

  • “Bundan sonraki hedefimiz, o bölgede uzun soluklu kazı çalışmaları yapmaktır. Alanın ve mimarinin tamamen ortaya çıkarılması adına ortak ekip olarak çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
  • “Amacımız, mümkün olan en kısa sürede tüm yapıları gün yüzüne çıkarıp, teknik detaylarını ekibimizle ortaya koyarak burayı yeniden canlandırmaktır. Bu, yöre halkı açısından da son derece önemli olacaktır.”
  • “Asıl önemli olan, Moğol geleneğinin batıdaki en uç örneği olacak bu yapı tarzının Anadolu’da bulunmamasıdır. Bozkırda ve Orta Asya’da benzerleri var; ancak Anadolu’da hiç yok. Bu açıdan, son derece heyecan verici bir keşif olarak değerlendiriyoruz.”

“Zemini Sıkılaştırıp Üzerine Saray İnşa Etmişler”

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Fiziki Coğrafya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Vardar, alanda gerçekleştirdikleri 5 sondaj çalışmasının en sonuncusunun oldukça verimli sonuçlar verdiğini belirtti. Tercih edilen yerin zeminin bataklık olduğunu vurgulayan Vardar, şunları ekledi:

  • “Zemini sıkılaştırıp üzerine saray inşa etmişler. Kille zemini sertleştirmişler ve kerpiçleri yerinde ezerek oluşturdukları bir sistemle yapmışlar.”
  • “Bu durumu, malzemeler üzerinde yaptığımız element analizleriyle net bir şekilde görebiliyoruz. Ayrıca, karbon 14 örnekleri alarak tarihleme işlemleri gerçekleştirdik.”
  • “Anadolu’da böyle bir örnek yok; sadece Moğolistan’da benzerleri bulunmaktadır.”

“Burası İki Ülke Arasında Bir Köprü Olacak”

Alanda çalışma yürüten İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk İslam Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Munkhtulga Rinchinkhorol, bu keşfin Moğolistan’da büyük bir heyecan yarattığını ifade etti. Kazı çalışmalarıyla yapıların belirgin olarak ortaya çıkarılacağını belirten Rinchinkhorol, şöyle konuştu:

  • “Buradaki temel teknolojisi, Orta Asya’ya ait olup, özellikle Moğolistan’da yayılan bir teknolojiden bahsediyoruz. Moğol İmparatorluğu’nun başkenti Karakurum’da da benzer bir teknoloji kullanılmıştır.”
  • “Temelin üzerinde tuğladan yapılmış binalar bulunmaktadır. Çatının belli bir yapısı ve özellikleri vardır. Desen ve ölçüler, tamamen Moğol İmparatorluğu’nun doğu kısmındaki yazlık saray ve tapınaklarla aynıdır.”
  • “Bizi en çok şaşırtan şey, Moğolistan’da bulduğumuz çatı kiremitlerinin etrafta bolca bulunmasıydı. Bu coğrafyada olmayan, ünik malzemelerden bahsediyoruz. Bambaşka bir teknoloji ve özel bir fırında yakılmaktadır.”
  • “Burası, iki ülke arasındaki tarih ve arkeoloji ilişkilerini daha da geliştirecek, iki ülke arasında köprü olacak.”

“Pek Çok Yapı Köyün İçinde Kalmış”

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Türk İslam Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anıl Yılmaz, kazı çalışmalarıyla daha belirgin yapıları ortaya çıkaracaklarını belirterek, şunları ifade etti:

  • “Buradaki yapıların örneği yalnızca Anadolu’da değil, İran’da da yok. Çok geniş bir alan söz konusu. Bu alanın kamu yapılarıyla dolması gerekmektedir.”
  • “Burada çadırlardan oluşan bir alan da olması planlanıyor. Ancak pek çok yapı köyün içinde kalmış durumda ve ne kadarının tahrip olduğunu bilmiyoruz.”
  • “Sondaj çalışmaları bu konuda bize ipuçları verecek. Bilgiler doğrultusunda kazı alanımızı genişleterek, belki ocakları, fırınları ve mutfakları bulacağız.”