Dolar 36,6810
Euro 40,1492
Altın 3.579,35
BİST 10.802,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 7°C
Çok Bulutlu
İstanbul
7°C
Çok Bulutlu
Çar 9°C
Per 11°C
Cum 13°C
Cts 16°C

Atatürk Üniversitesinde ‘Teknoloji Bağımlılığı ve Beyin Çürümesi’ Paneli

Atatürk Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Teknoloji Bağımlılığı ve Beyin Çürümesi’ paneli, dijital bağımlılığın etkilerini ve beyin sağlığını koruma yollarını ele alıyor. Alanında uzman konuşmacılar, katılımcılara önemli bilgiler sunacak.

Atatürk Üniversitesinde ‘Teknoloji Bağımlılığı ve Beyin Çürümesi’ Paneli
4 Ocak 2025 13:36
150
A+
A-

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde ‘Teknoloji Bağımlılığı ve Beyin Çürümesi’ konulu bir panel gerçekleştirildi. Panelin moderatörlüğünü İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Besim Yıldırım üstlenirken, Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatma Şimşek ile Prof. Dr. Hüseyin Köse, üniversite öğrencilerine teknoloji bağımlılığının olumsuz etkilerini aktardı.

‘BİR ANALİZ ETME, PROBLEM ÇÖZME GİBİ ÖZELLİĞİNİ KULLANMIYOR’

Doç. Dr. Şimşek, beynin hafıza ve öğrenme üzerindeki etkili bölgelerine dikkat çekerek, “Sabahları erken saatlerde dijital dünya ile etkileşimde bulunduğumuzda, izlediğimiz her video ve görsel içerik, beynimizin prefrontal korteksinde yer kaplıyor. Bu içerikler genellikle amaçsız ve kısa süreli. Günlük rutin videolar izlemek, beynimizin sürekli bir konudan diğerine geçmesine neden oluyor. Bu durum, prefrontal korteksin analiz etme yeteneğini azaltıyor. Prefrontal korteks, yalnızca görsel içeriklerle dolarken, analiz etme ve problem çözme işlevlerini yerine getiremiyor. Ayrıca, hipokampus, hem kısa hem de uzun vadeli hafızamızda kritik bir rol oynuyor. Dijital içeriklere kolayca erişim sağladığımızda, basit bilgileri bile hatırlamakta zorlanıyoruz. Hızla dijital ortama yönelip arama yapıyoruz, bu da hipokampusu çalıştırmamamıza sebep oluyor. Zamanla bu durum, hipokampusta zayıflamaya yol açıyor” şeklinde konuştu.

‘TEMEL ŞEY, DİJİTAL ORTAMDA ÇOK FAZLA SÜRE GEÇİRMELERİNDEN KAYNAKLI’

Şimşek, beyin çürümesinin belirtilerinin genellikle hafıza kaybı, düşünme ve karar verme zorlukları, konsantrasyon kaybı, sosyal izolasyon ve zihinsel yorgunluk şeklinde kendini gösterdiğini vurguladı. “Geçmişte, unutkanlık yakınmaları genellikle ileri yaşlarda görülürken, şimdi 20-25 yaşlarındaki gençler bu sorunlarla bize başvuruyor. ‘Unutuyorum, konsantrasyon güçlüğü çekiyorum, okuduklarımı anlamakta zorluk yaşıyorum’ gibi şikayetlerle geliyorlar. Bu sorunların temelinde, dijital ortamda geçirdikleri fazla süre yatıyor. Beyin çürümesinin yanı sıra fiziksel ve zihinsel bazı etkileri de var; baş ağrısı, göz yorgunluğu ve uyku bozukluğu gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor” dedi.

‘DOPAMİN SALINIMINDAKİ DENGEYİ BOZMUŞ OLUYORUZ’

Doç. Dr. Şimşek, beyin sinirleri arasındaki bilgi akışını sağlayan dopamin hormonunun aşırı teknoloji kullanımında değişikliklere uğradığını ifade etti. “Teknolojik cihazlar, dopamin salınımını artırıyor. Bu salınım, kısa süreli mutluluk ve tatmin sağlıyor. İzlediğimiz kısa videolar veya oyun oynarken elde ettiğimiz başarılar dopamin salınımını yükseltiyor. Ancak bu durum, dopamin dengesini bozuyor. Dopaminin aşırı ya da yetersiz salınması, vücudumuzda çeşitli sorunlara yol açabiliyor. Sürekli kısa videolar izlemek, dopamin üretimini artırdığı için bir süre sonra bu depoların dolması ve dopamin üretme kabiliyetinin kaybedilmesi gibi durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu da insanların zorlayıcı işlere karşı motivasyon kaybı yaşamalarına neden oluyor. ‘Daha kolay dopamin salınacak şeyler varken neden zor olanlarla uğraşayım’ psikolojisi hâkim oluyor. Sonuç olarak, bireyler daha kolay tatmin sağlayan şeylere yöneliyorlar. Dopamin seviyesinin düşmesi, depresif semptomların ortaya çıkmasına neden oluyor. Anksiyete ve motivasyon bozukluğu gibi belirtiler kendini göstermeye başlıyor. Aşırı dopamin salınımı, beynin kimyasal dengesini bozarak ruhsal ve düşünsel bozukluklara yol açabiliyor” dedi.

‘GENÇLERİN BEYİN GELİŞİMİNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYEBİLİYOR’

Şimşek, aşırı teknoloji kullanımının gençlerde erken yaşta dikkat dağılması, sosyal beceri eksiklikleri ve düşük akademik başarıya yol açabileceğine dikkat çekti. “Teknolojik bağımlılık, gençlerin beyin gelişimini olumsuz etkileyebilir. Uzun vadede dijital cihaz kullanımı, beyin yapısında kalıcı değişiklikler oluşturabiliyor. Dijital dünya ile sürekli etkileşimde bulunup, hazır bilgiye erişim sağladığımızda, beyin kabuğunda hacim kaybı yaşanabiliyor. Bu durum, bireylerin öğrenme yeteneklerini bozabiliyor” şeklinde uyarıda bulundu.

‘DİJİTAL DETOKS YAPACAĞIZ’

Şimşek, beyin çürümesini önlemek için şu önerilerde bulundu: “Dijital detoks yapmalıyız. Dijital ortamdan uzaklaşmaya çalışmalıyız. Dijital platformları daha çok zeka oyunları ağırlıklı kullanmalıyız. Unutkanlık şikayetiyle gelen hastalara zeka gerektiren bilgisayar oyunları oynamalarını öneriyoruz; satranç veya sudoku gibi. Teknolojiyi pozitif yönde kullanmalıyız. Ekran süresini sınırlamak da önemlidir. Beyin sağlığını korumak için düzenli fiziksel egzersiz yapmalıyız. Yeterli uyku almak şart. Yeterli uyku için dopamin seviyesinin dengeli olması gerekir. Çünkü dopaminin fazlalığı ve mavi ekranın melatonin üretimini azaltması, uyku bozukluğuna yol açabiliyor. Sosyal etkinliklerde bulunmak amacıyla dijital ortamlardan uzaklaşmalıyız. Teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanmalıyız; aşırı kullanım beyin çürümesine neden olabilir.”