Canterbury’de Bulunan Altın Kaplama Gümüş Kılıç
Canterbury’de bulunan altın kaplama gümüş kılıç, tarihi ve sanatsal değeriyle dikkat çekiyor. Bu eşsiz eser, geçmişin izlerini taşırken, koleksiyoncular ve tarih meraklıları için vazgeçilmez bir parça. Detaylar için hemen keşfedin!

Canterbury Yakınlarındaki Olağanüstü Kılıç Keşfi
Canterbury yakınlarındaki bir mezarda yapılan kazılarda, detaylı desenlere sahip altın kaplama bir gümüş kılıç bulundu. Koruma altında incelenen bu kılıç, hâlâ kınıyla birlikte ele geçirildi. BBC’nin ünlü programı Digging for Britain‘da tanıtılan bu keşif, İngiltere tarihine ışık tutacak önemli ipuçları sunuyor. Arkeolog Dr. Andrew Richardson, bu kılıcın çok yüksek bir statüyü simgelediğini vurguladı ve “Bu kılıcı taşıyan kişi, gerçekten önemli biri olmalı” dedi.
Kılıcın altın kabzasına bağlı bir halka, sahibinin bir kral, lord ya da tanrı ile olan yeminini temsil ediyor olabilir. Bu detay, kılıcın taşıdığı sembolik anlamı daha da derinleştiriyor.
Olağanüstü Detaylar
Konservatör Dana Goodburn-Brown, mikroskop altında yaptığı incelemelerde, kılıcın kınının iç kısmının kunduz kürküyle kaplanmış olduğunu keşfetti. Bu bulgu, kılıcın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Arkeologlar, bu bulguyu ‘olağanüstü’ olarak nitelendiriyor.
Daily Mail’de yer alan habere göre; aynı mezarda, İskandinav ya da Anglo-Sakson paganizmini simgeleyen yılan motifli altın bir kolye de bulundu. Dr. Richardson, bu kolyenin tanrı Odin’e duyulan bir saygıyı ifade edebileceğini düşünüyor. Ayrıca, mezarda taş boncuklar, tokalar ve bir ahşap kovanın kalıntıları gibi önemli bulgulara da rastlandı.
Mezarlığın en erken tarihi, geç 5. yüzyıla kadar uzanıyor. Bu dönemde Kent, Roma İmparatorluğu’nun 410 yılında İngiltere’den çekilmesinin ardından bağımsız bir krallık olarak varlığını sürdürüyordu. Mezarda bulunan kadın iskeleti, cam boncuklar ve olağanüstü bileklik tokaları ile dikkat çekiyor.
Arkeolog Prof. Duncan Sayer, bu bilekliklerin tamamen benzersiz olduğunu ve İskandinav karakterine sahip olduğunu ifade ediyor. Kazılar sırasında şu ana kadar 12 mezar açığa çıkarıldı. Ancak toplamda 200 mezarın varlığı tahmin ediliyor ve bu alandaki çalışmaların yıllarca devam edeceği belirtiliyor. Buluntular, koruma sürecinin ardından Folkestone Müzesi’nde sergilenecek.