Hareketsizliğin Kalp Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri

Hareketsizliğin Kalp Sağlığı Üzerindeki Etkisi

Massachusetts General Hospital ile Broad Institute’un öncülüğünde gerçekleştirilen kapsamlı bir araştırma, günlük olarak 10.6 saatten fazla hareketsiz kalan bireylerin kalp yetmezliği riskinin %40, kardiyovasküler ölüm riskinin ise %54 oranında arttığını göstermektedir. Bu çalışma, hareketsizliğin toplum sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini vurgularken, halk sağlığı politikalarının hem hareketsiz zamanın sınırlandırılmasına hem de düzenli egzersiz yapmanın teşvik edilmesine odaklanması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Araştırmaya, ortalama yaşı 62 olan toplam 89.530 kişi katılmıştır. Katılımcılar, bir hafta boyunca fiziksel aktivite düzeylerini ölçmek amacıyla giyilebilir cihazlar kullanmış ve elde edilen veriler 8 yıllık bir takip süreciyle değerlendirilmiştir. Araştırmacılar, 10.6 saatlik hareketsizliğin bir kırılma noktası olduğunu belirlemişlerdir. Bu eşiğin üzerinde oturan bireyler, düzenli egzersiz yapsalar bile, daha yüksek sağlık riskleriyle karşı karşıya kalmaktadırlar.

• Günlük 150 dakika veya daha fazla orta-şiddetli fiziksel aktivite yapan bireyler bile, günde 10 saatten fazla oturduklarında:
• %15 daha fazla kalp yetmezliği riski taşımaktadır.
• %33 daha fazla kardiyovasküler ölüm riski taşımaktadır.

Araştırmacılar, fiziksel aktivitenin önemine dikkat çekerken, oturma süresinin azaltılmasının kalp sağlığı için kritik bir hedef haline gelmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Araştırmanın güçlü yanlarından biri, giyilebilir cihazlarla elde edilen verilerin kullanılmasıdır. Bu sayede, bireylerin oturma sürelerini hafife alma eğiliminden kaynaklanan yanıltıcı sonuçların önüne geçilmiştir. Ayrıca, makine öğrenimi analizleriyle desteklenen araştırma, elde edilen bulguların güvenilirliğini önemli ölçüde artırmaktadır.

Araştırma liderlerinden Kardiyolog Shaan Khurshid, “Fazla oturmak veya uzanmak, düzenli egzersiz yapanlar için bile kalp sağlığına zarar verebilir. Günde 10 saatten fazla oturmamak, daha iyi bir kalp sağlığı için ulaşılabilir bir hedef olabilir,” şeklinde açıklamada bulunmuştur.