Dolar 37,9005
Euro 41,1814
Altın 3.681,39
BİST 9.282,12
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Çok Bulutlu
İstanbul
21°C
Çok Bulutlu
Sal 21°C
Çar 23°C
Per 20°C
Cum 19°C

Süpernova Patlamalarının Işık Yankıları: JWST ile Yeni Keşifler

JWST ile gerçekleştirilen yeni keşifler, süpernova patlamalarının ışık yankılarını keşfetmemizi sağlıyor. Bu muhteşem olayların kozmik etkilerini ve evrenin sırlarını daha iyi anlamak için bizi derin bir yolculuğa çıkarıyor.

Süpernova Patlamalarının Işık Yankıları: JWST ile Yeni Keşifler
8 Şubat 2025 09:00
178
A+
A-

Süpernova Patlamalarının Işık Yankıları

Süpernova Patlamalarının Işık Yankıları

Süpernova patlamaları, evrenin en etkileyici olaylarından biridir. Bu patlamaların yaydığı ışık, çevredeki toz bulutlarına çarparak onları ısıtmakta ve bu etkileşim sonucunda göz alıcı kırmızımsı parlamalar oluşturulmaktadır. Ancak, bu yapılar o kadar ince ve parıltıları o kadar soluk ki, bugüne dek tam anlamıyla gözlemlenmeleri mümkün olmamıştı.

James Webb Uzay Teleskobu (JWST) sayesinde, yıldızlararası ortamın karmaşık yapısı artık gün yüzüne çıkmaktadır. JWST’nin kızılötesi ışığı algılama yeteneği, bu alandaki en önemli gelişmelerden birini sağlamaktadır. Son yapılan gözlemlerde, Cassiopeia A’ya yakın bir toz bulutunda günler içinde gerçekleşen değişimler dikkat çekmektedir. NASA, Ağustos ve Eylül 2024 tarihlerinde JWST ile aynı bölgeyi yeniden görüntüleyerek, ışığın toz tabakaları boyunca ilerledikçe ahşap damarlarını andıran karmaşık desenler oluşturduğunu tespit etti. Bu olgu, “ışık yankısı” (light echo) olarak adlandırılan olağanüstü bir fenomenin sonucudur.

Daha önce bu bölgedeki ışık yankıları, NASA’nın emekliye ayrılan Spitzer Uzay Teleskobu tarafından da tespit edilmişti. Ancak Spitzer’in çözünürlüğü, JWST’nin sunduğu detayları yakalayacak seviyede değildi. Bu nedenle astronomlar, JWST’nin sağladığı yeni görüntüler karşısında büyük bir şaşkınlık yaşadı. California Teknoloji Enstitüsü’nden astronom Jacob Jencson, “Bu kadar detaylı bir yapı görmeyi beklemiyorduk” diyerek şaşkınlığını ifade etti.

Araştırmacılar, toz yapılarının 400 astronomik birim (Dünya ile Güneş arasındaki mesafenin 400 katı) ölçeğinde düğümlü ve katmanlı yapılar oluşturduğunu keşfetti. Bu durum, uzaydaki yapının ne denli karmaşık olduğunun bir göstergesidir.

Bu keşfin en ilginç yönlerinden biri, toz tabakalarının uzayda manyetik alan çizgileri boyunca dizilmiş olabileceği ihtimalidir. Eğer bu doğruysa, ışık yankılarının incelenmesi, uzaydaki manyetize türbülansın anlaşılmasına yeni bir pencere açabilir. Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü’nden astronom Armin Rest, bu keşfi “astronomik bir tıbbi tomografi taraması” olarak nitelendiriyor. Farklı zamanlarda çekilmiş üç ayrı görüntü, yıldızlararası ortamın üç boyutlu yapısının haritalandırılmasına olanak tanıyacak.