Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Yağmurlu
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 21°C
Sal 23°C

Dengeli beslenmek için en güzel örnek Türk mutfağı.

Dengeli beslenmek için en güzel örnek Türk mutfağı.
28 Ağustos 2021 13:00 | Son Güncellenme: 28 Ağustos 2021 13:53
2.369
A+
A-

Singapur Üniversitesi Klinik Beslenme Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Christiani Jeyakumar Henry, Türk mutfağının sağlıklı yaşamın tüm gereksinimlerini karşıladığını açıkladı. Henry, “Türklerin dengeli beslenmesi için öğrenmesi gereken yeni bir şey yok. Türk kültürünü uygulayın yeter” dedi.

Sabri Ülker Vakfı tarafından düzenlenen Bilim Sohbetleri’ne katılan dünyanın önde gelen beslenme uzmanlarından Singapur Üniversitesi Klinik Beslenme Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Christiani Jeyakumar Henry, sağlıklı beslenmenin sırlarını anlattı.

İnsanların vitaminler, proteinler, yağ asidi gibi 30 farklı besine ihtiyaç duyduğunu söyleyen Prof. Henry, “Kim her sabah kalktığında şunu yiyeyim vitamin alayım şunu içeyim kalsiyum alayım der ki. İnsanlar keyif almak için yemek yiyor besin almak için değil. Ama insanlara hangi gıdayı seçerseniz hem keyif alırsınız hem de besin diye anlatmak gerekiyor” dedi.

“TÜRK MUTFAĞINI KORUYUN”

Milliyet gazetesinden Meltem Günay’ın haberine göre “Türk mutfağı bu konuda harikulade” diyen Prof. Henry,  “Sizin çok dengeli bir mutfağınız var. Meyve, sebze, zeytinyağı, bal, fındık, fıstık, tahıl bunlar dengeli beslenme için önerdiklerimiz ve bunların hepsi bir Türk’ün mutfağında var. Akdeniz tipi beslenme, iyi beslenmenin en güzel örneği” sözlerini kullandı.

Türk mutfağının korunması gerektiğini vurgulayan Henry, “Büyükannenizin büyükbabanızın beslendiği gibi beslenirseniz doğru yoldasınız demektir. Ama bazı şeylere de dikkat etmek gerekir. Mesela eti abartmamak ya da çayı şekersiz içmek gerekir. Mesela domates her öğün yenilebilir, zeytinyağı kalp krizi riskini azaltır, günde bir avuç badem, ceviz, fındık yiyin. Türklerin dengeli beslenmesi için öğrenmesi gereken yeni bir şey yok sadece Türk kültürünü uygulayın yeter.”

FİZİKSEL AKTİVİTE ŞART

Fiziksel aktivitenin de sağlıklı beslenmenin parçası olduğunu vurgulayan Prof. Henry, “İlla bir spor salonunu gitmeniz gerekmiyor, merdiven çıkın, evinizin etrafında yürüyün. Çamaşır yıkarken bir parçayı elinizde yıkayın, evinizi kendiniz süpürün. Enerji mi harcamak istiyorsunuz çarşaflarınızı sık değiştirin inanılmaz enerji harcarsınız. Anne babalarımız her şeyi elde yapıyordu siz de bunu yapın. Fiziksel aktivitenizi artırın” diye konuştu.

“PARA TUZAKLARINA DÜŞMEYİN”

Prof. Dr. Christiani Jeyakumar Henry, beslenme düzeni ile Covid-19 arasındaki ilişkiyi de şöyle değerlendirdi:

“Beslenme alışkanlıklarımız covid enfeksiyonuna yakalanma riskimizi artırır mı ya da hastalığa yakalanmışsak atlatmamızı kolaylaştırır mı sorusu en çok gelen sorulardan. Bu dönemde birçok yalan, bilimsel olmayan haber çıktı. Bu noktada modern çağ büyücülerine yol vermemek, para tuzaklarına düşmemek gerekiyor. Covid ile beslenme arasındaki ilişki konusunda elimizde güçlü bir bilimsel kanıt yok. Ama bağışıklık sistemi güçlü olan insanın enfeksiyon riskinin düştüğünü biliyoruz. D vitamini eksikliği, selenyum, yağ asitlerinin azalmasının bağışıklık sistemini zayıflatır. Ama bunların olmaması zayıflatır diye bu takviyeleri alınca tüm hastalıklardan korunuruz diye de düşünmemek gerekiyor. Yine maske, yine mesafe.”

“NEYİ NE ZAMAN YEDİĞİNİZ ÖNEMLİ”

Prof. Henry şu anda sürdürdükleri çalışmaları da anlattı. İnsanların kan şekerini dengeleyemediklerini vurgulayan Prof. Henry sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünyadaki en büyük tehlikelerden biri obezite ve tip2 diyabet. Biz glisemik indeksi düşük besinler üzerinde çalışıyoruz. Singapur’da yapmaya çalıştığımız bilimsel çalışmalar ‘nasıl yemek yerseniz kan şekerinizi dengelersiniz?’ onu gösteriyor. Mesela pilav mı yemek istiyorsunuz, önce pilav yiyip sonra eti en son sebzeyi yerseniz bu çok kötü. Önce sebzeyi yemeniz lazım. Sonra et, en son pilav. Gıdanın sırası kan şekerini değiştiriyor çok ciddi fark yaratıyor.

Örngeğin sabahleyin pide ekmeğini peynirle yiyin, aynı ekmeği gece yerseniz kan şekerini çok yükseltiyor. Yediğiniz yemeğin biyolojik saatinizle bağlantısı var. Dolayısıyla sabahleyin glisemik indeksi yüksek yemek yememizde sorun yok ama akşam yerseniz bunun çok olumsuz etkisi olabiliyor. Ana yemekten 10 dakika önce çorbayı içmeniz gerekir. Mesela mercimek çorbası Türkiye’de çok içiliyor. O çorbadaki proteinin önce kana karışması lazım. 10 dakika mola verip daha sonra makarnayı yemek lazım.

ETİKETLER: